Kadın avukatlardan Bengi Başer’in tatsızlığına duyuru!
-
Haber7 – ÖZEL
A Milli Kadın Voleybol Kadromuzun FIVB Uluslar Ligi finalinde Çin’i 3-1 yenerek tarihinde ilk kez Uluslar Ligi’nde şampiyon olmasının ardından bazı muhalif isimler İslami maliyetleri ve Müslümanları hedef aldı.
VOLEYBOL KADROSU ÜZERİNDEN GÖREV PAYLAŞIMI
Pandemide ortaya çıkan ve bir televizyon kanalında ortaya çıkan’ aşılanmamış öğrencilerin eğitim haklarından yoksun bırakılması‘ ve son seçimde CHP’den milletvekili adayı adayı. Bengi Başervoleybol milli takımı ile ilgili uygunsuz bir gönderi paylaştı.
CHP’li Başer, sosyal medya hesabından başörtülü kadınlara ve olumsuz algı oluşturan bir Müslümana top atıldığı karikatürü paylaştı. Yaptığı tatsız paylaşımı da not eden Başer, ” Bir kadın isterse yapar ve bu ülkenin cumhuriyet kadını her zaman bu ülkenin başını dik tutar! Yobaza inat!..” sözünü kullandı.
BENGİ BAŞER’İN CEZA HASTALIĞI DUYURUSU
İslami Dava Derneği’nden kadın avukatlar, Bengi Başer’in tatsızlığını ders veren kabahat şikayetinde bulundu. Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde ” Dini değerleri aşağılama ve aşağılama“, ” insanları kin ve düşmanlığa kışkırtmak“” suçlarından dava açan kadın avukatlar, Bengi Başer’in sosyal medya paylaşımlarında dini değerleri aşağılayıcı ve aşağılayıcı, kin ve düşmanlığa tahrik suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
Kadın avukatların verdiği dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Şanlı Bengi Başer, çeşitli tarihlerde sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla toplumun büyük bir kesiminin benimsediği İslam inancına mensup Müslüman kesime hakaret etmekte ve toplumun diğer kesimlerini onlara karşı tahrik etmektedir. şüpheli Bengi Başer’in paylaşımlarının somut tehlike unsuru taşıdığını kanıtlayan eylemler gerçekleşti.
Şüpheli Bengi Başer, özel bir hastanede kardiyolog olarak çalışmakta ve akademik olarak “Prof. Dr.” 2022 yılında tekrar siyasete adım atarak CHP’ye üye oldu ve son yerel seçimlerde konuşulan partiden İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı oldu.110 bin takipçisi var. Instagram hesabında ve Twitter hesabında 536 bin takipçisi bulunmaktadır.(Ek-1)
Sanık Bengi Başer’in bazı paylaşımları şöyle; (EK-2)
14 Temmuz 2023 tarihinde Instagram sosyal medya uygulaması ve Twitter uygulaması üzerinden yapılan paylaşım;
13 Temmuz 2023 tarihinde Instagram sosyal medya uygulaması ve Twitter uygulaması üzerinden yapılan paylaşım;
2 Temmuz 2023 tarihinde Instagram sosyal medya uygulamasında yapılan paylaşım;
Twitter uygulaması üzerinden paylaşım;
Instagram uygulaması üzerinden yapılan diğer paylaşımlar;
Şüpheli Bengi Başer’in sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar kamuoyunda tepki topladı ve bu tepki haber sitelerinde yerini aldı. (Ek-3) Haber incelendiğinde, yapılan paylaşımlarla somut bir tehlikenin olduğu, halkın bir kesiminin benimsediği dinî bedellerin alenen aşağılandığı, paylaşımların toplum huzurunu bozmaya elverişli olduğu görülecektir. toplum. Repostların altına yapılan yorumlarda kamuoyunun ne derece kutuplaştığı aşikar. (EK-4) Toplumu bölen, bölen bir yaklaşım sergileyen, kişilerin sosyal özelliklerini dini özelliklerine indirgeyen ve bu indirgemede -kendince- aşağılama yolunu seçen zanlının, açıktan açığa saldırgan ve bölücü paylaşımlarıyla kabahat işlemektedir.
B- HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- BU EYLEM TCK KAPSAMINDAKİ BİR DURUMDUR:
TC YARGITAY 8. Ceza Dairesi Üs No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli Tebliğinde;
“5237 sayılı Kanun’un 216’ncı maddesinin birinci fıkrasında, toplumun farklı dinî niteliklere sahip bir kısmını alenen kin ve düşmanlığa tahrik eden kişi, açık ve yakın bir kanunla cezalandırılır. kamu güvenliği açısından tehlike doğar. O halde bu hatanın yapılabilmesi için halkın bir kesiminin bir kesimine karşı kışkırtılması gerekir. Kin ve düşmanlığa tahrikin anlamı, düşmanlık konusuna karşı tasarlanarak zarara uğratmayı amaçlayan hareketlerin temelini oluşturan zihinsel durum ve intikam düzeyinde nefret olarak belirlenebilir. Öte yandan provokasyon, kesinlikle taraf tutmaları için başkaları üzerinde açık bir manevi baskıdır. Hatanın oluşabilmesi için “grupların aktif olarak kümelere karşı kin ve düşmanlığa kışkırtılmış olması gerekir.
5237 sayılı Kanunun 216 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen suçun fiil unsuru, toplumun bir kesiminin benimsediği dini değerleri, kamu huzurunu bozmaya elverişli olacak şekilde alenen aşağılamaktır. Madde metni, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (765 Sayılı Kanun) 175. maddesinin üçüncü fıkrasına benzer şekilde düzenlenmiştir. Ancak 765 sayılı Kanun’un anılan hükmünde “Allah, dinî değerlerden anlaşılması gerekenleri dinler, dinlerin peygamberleri ve kutsal kitaplar olarak sınırlı bir şekilde sıralamış, 5237 sayılı Kanun’daki düzenleme ile bu sınırlama kaldırılmış ve sadece dini değerlerden bahsedilmiştir.3.fıkrada düzenlenen suç unsurunun bu dinin oluşabilmesi için bu dini değerlerin halkın bir bölümü tarafından benimsenmiş olması gerekmektedir.Metindeki asıl eylem unsuru unsurlarından biri de dini değerleri aşağılamaktır.
Bu aşağılama alenen yapılmalı ve toplum huzurunu bozmaya uygun olmalıdır. Toplumun huzurunu bozmaya uygun olma amacı, bireylerin barışa dayalı bir hukuk toplumunda yaşadıklarına dair duygularını aşağılama veya bozma olasılığını somut olarak göstermektir. Kişilerin tehlike yanılgısı nedeniyle eylemde bulunarak dini değerlerinin aşağılandığını hissetmeleri boşuna değildir, eylemin nesnel olarak aşağılayıcı olması yeterlidir.”
Söz konusu davada sanık Bengi Başer; Kamuoyunda YOBAZ olarak hitap ettiği Müslüman kesime karşı çeşitli sosyal medya araçları (Twitter, Instagram vb.) aracılığıyla ve çeşitli zamanlarda yaptığı paylaşımlarla kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işledi. Öyle ki voleybolcunun çarşaflı kadınlara ve sarıklı erkeklere topla vurması, kurdun çocuğu peçeli adamdan koruması gibi şiddet içerikli paylaşımlarıyla toplumun çeşitli kesimlerini Müslüman toplumuna karşı kışkırttı. türban, “yobazda ısrar!” ortada. Aslında bu provokasyon sadece manevi değil, şiddeti teşvik edecek şekilde yapılmıştır.
2- ŞÜPHELİ EYLEMİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINI AŞMIŞTIR:
TC YARGITAY 8. Ceza Dairesi Üs No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli Tebliğinde;
“Beyan edilen normlar birlikte değerlendirildiğinde, demokratik bir toplumda vazgeçilmez tedbirler olarak özgürlükler, milli güvenliğin, toprak bütünlüğünün, kamu güvenliğinin ve düzeninin korunması, hataların önlenmesi, sağlık ve ahlakın, başkalarının itibar ve haklarının korunması, zımni veya yargısal kalması gereken haberlerin yayılması Yetkisinin veya tarafsızlığının korunması için, yetkinin kanunla öngörülen belirli şekil şartlarına, sınırlamalara ve yaptırımlara tabi olacağı anlaşılmaktadır. Ancak, düşünce özgürlüğünün sona erdirilmesine ilişkin düzenlemelerin mümkün olduğunca dar yorumlanması gerektiği, feshin değerli bir toplumsal ihtiyaç veya zaruret olduğu, bu feshin hukuki bir amaca ulaşmak için yapılması gerektiği, feshin fazla ileri gitmemeli ve feshin hiçbir koşulda bireysel ve toplumsal gelişime zarar vermemesi gerekir. iftira, sövgü, şeref, haysiyet ve haysiyeti zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen söz, yazı, fotoğraf ve beyanlar, savaşa tahrik, cebir ve cebir kullanarak hukuk düzenini değiştirmeye yönelik, kin, ayrımcılık, nifak, kin ve düşmanlık ve şiddet meydana getirme. farklılıkların ortasında. beyan, ifade ve eylemler, kast özgürlüğü kapsamında hukuki koruma görmez ve kabahat sayılarak cezai yaptırımlara tabidir.”
Yargıtay kararında da açıkça vurgulandığı gibi; Toplumdaki farklılıkların ortasında kin, ayrımcılık, çekişme, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik paylaşımlar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez ve korunamaz. Ayrıca Bengi Başer, kelam konusunu çeşitli zamanlarda çeşitli sosyal medya alanlarında sistematik olarak paylaşmıştır. Konumu, eğitimi, sosyal ve siyasi statüsü ile söz konusu eylemin sonuçlarını kavrayabilecek niteliktedir. Paylaşımlarının amacı çok açık.
3- ŞÜPHELİ HAREKETİ BETON TEHLİKE MADDESİNİ OLUŞTURUYOR:
TC YARGITAY 8. Ceza Dairesi Üs No: 2020/7761 Karar No: 2023/2416 Karar Tarihi: 24.04.2023 Tarihli Tebliğinde;
Sanıkların, İslam’ın kutsal saydığı dini değerleri aşağılamayı amaçlayan “Olaylar ve Olgular” başlığı altındaki paylaşımlarına, 216 Sayılı Kanun’un 216. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında verilen tepkiler değerlendirildiğinde, kamu huzurunu bozmaya ve dolayısıyla objektif olarak cezalandırılma şartına uygun olduğu anlayışından hareketle 216 sayılı Kanun’un 216 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının hükmünün geçerli olduğu görülmemektedir. İddianamede 5237’nin uygulanması isteniyor. Fıkrası kapsamında kabul edildiğinden iptalini gerektirmiştir.
Yargıtay kararında da belirtildiği üzere kamuoyu nezdindeki yansımalar, konuşmaya konu olan paylaşımlar için objektif cezalandırma koşullarının oluştuğunu gösteriyor. Söz konusu olayımızda Bengi Başer’in paylaşımı ve paylaşımlarının yeniden gündeme gelmesinin ardından görüyoruz ki, zanlının kovuşturmaya konu olduğu türbanlı ve türbanlı kişilere toplumdan bazı kişilerin şiddet uyguladığını görüyoruz. amaçlandı. (EK-6)
4- ŞÜPHELİ HAREKETİ GENİŞ BİR KİTLEYE ULAŞIR
Sanık Bengi Başer, akademik kimliği, mesleki unvanı ve siyasi kimliğiyle cemiyetin ön saflarında yer alan, sosyal medya hesaplarında yarım milyonu aşkın takipçisi olan biri. Tüm bunlar dikkate alındığında zanlının paylaşımlarının önemli bir toplumsal kesime ulaştığı görülmektedir. Bu, eylemlerinin yarattığı tehlikeyi artırır.
Bu nedenlerle zanlının Instagram, twitter ve diğer sosyal medya hesaplarında doğrudan Müslümanları hedef alan, kutuplaştırmaya ve ötekileştirmeye yönelik, aşağılayıcı ifadeler kullanan paylaşımları DERHAL engellenmeli ve kaldırılmalıdır.
SONUÇ-I TALEP:Yukarıda sunulan ve açıklanan nedenlere dayanarak re’sen dikkate alacağınız;
1- Sanık Bengi Başer’in sosyal medya hesaplarına erişimin anında engellenmesi
2- Şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılmasını ve iddianame düzenlenerek cezalandırılmasını saygıyla rica ederiz.”
İSLAM VAKA DERNEĞİ’NDEN BASIN BÜLTENİ
Konuyla ilgili basın açıklaması yapan İslami Dava Derneği, Müslüman kadınlara ve başörtüsüne yönelik saldırılara karşı kurulduğunu bildirdi. Kadın avukatlar tarafından kurulan örgüt, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: